Başıboş ve ilgisiz büyüyen çocuklar

http://izmirdecocuklaneyapalim.blogspot.com/2009/08/cocuklarda-ozgurluk-basbosluk-ve.html

Nuray’ın bu yazısı üzerine aklıma anne olmakla ilgili bir yazı yazmak geldi.
Çocuk sahibi olmadan önce birçok hayaller kurulur.. Belki de zannedilir ki gelen bebek anne babanın şimdiye kadar sahip olamadığı mutluluğu onlara verecek.. Tabi bunun yalnızca bir zan olduğu sonradan anlaşılır. Kişi kendi içsel mutluluğunu yaratamamışsa dışarıdaki hiçbir faktör ona bunu sağlayamayacaktır. Neyse bu ayrı bir konu.

Anne olanların çok daha iyi anlayabileceği gibi, çocuklar sevmekle fazla ilgilenmiyorlar, onların esas ihtiyaçları sevilmektir. Anne baba çocuğa sevgi vermekle bir anlamda sorumludur bence. Görünüşte her anne baba çocuğunu sever. Anne babalar çocuklarını severken ne yapar peki? Çocuğun hayatına sürekli bir şekilde müdahale etmeye çalışmak, ne yapması gerektiğini her an söylemek, kendi değerlerini zorla empoze etmek için çocuğun başının etini yemek gibi davranışlar çocuğu sevmek anlamına mı geliyor? Veya sabahtan akşama kadar dışarda başıboş bırakmak, kendi kendine büyümeye terk etmek, yalnızca karnını doyurup diğer davranışlarını önemsememek, sevmek anlamına mı geliyor?

Hepimizin kendimize göre bir sevgi tanımımız ve sevme şeklimiz var. Çocuklarımızı yetiştirirken de bizi büyüten insanlardan modellediklerimizi alıp, kendi inanç ve değerlerimizle birleştirip birşeyler yapmaya çalışıyoruz. Ama zannediyoruz ki en iyi en mükemmel bizim şeklimiz.. Asla eleştiri kabul etmiyoruz. Bu çocuğa daha çok nasıl faydam dokunabilir, daha farklı neler yapabilirim, belki yanlış yaptığım şeyler vardır diye düşünmek gerekiyor. Bunu yapabilmek için biraz dışardan bakabilmek, biraz kendimize dönüp düşünebilmek ve sorgulayabilmek lazım. Oysa henüz kendini gerçekleştirme yolunda çok başlarda olan çoğu insan için kendini bir kenara bırakıp bir çocuğa odaklanmak çok zor bir iş olacaktır..

Önerilen makaleler

Bir cevap yazın