Bugün Ankara’da hava çok sıcak olmayan bir yaz günü gibi. İstanbul’daki fırtınalardan bir parça buralara da gelir diye tahmin ediyorduk ama görünürde bir işaret yok. Can her zamanki gibi bütün gününü koşarak, oynayarak ve yemek yiyerek geçiriyor. Artık Gülderen teyze’nin söylediği şarkılara eşlik ediyor, şarkılardaki hareketleri karşılıklı yapıyorlar. Ben öğlen gibi işe gidiyorum. Onlar da yemek yiyip uykuya geçiyorlar. Uyandıktan sonra parka çıkıyorlar genelde. Akşam ben geldiğimde parkta yaptıklarını anlatıyor, arkadaşlarının hareketlerini taklit ediyor. Biraz sonrasında babası gelince babasıyla oynuyor sonra yemek yiyoruz ve biraz daha oynayıp saat 10’da küt diye uyuyakalıyor. Biz de enerjimiz hala kalmışsa ya televizyon seğrediyoruz ya da internette birşeyler bakıyoruz. Ankara’daki günlük rutinimiz bu şekilde bu aralar.
Bu C.tesi bu yılki üçüncü tatilimize gideceğiz. Son tatilimizi eylül’e bıraktığımız için tatil modundan henüz çıkmadık Ankara’daki pekçok kişi kış moduna çoktan girdi aslında.
Yaz mevsimi kışa oranla daha iyi geçiyor, Can daha az giyiniyor, daha çok dışarı çıkıyor, tatilde deniz kenarında çok mutlu oluyor, iştahı daha da açılıyor, keşke öyle bir işimiz olsaydı ki kışları ankarada yazları da bir sahil kasabasında yaşayabilseydik.
🙂
Bize iyi tatiller
Bu sefer bilgisayarımı yanıma alıyorum, orada da yazabileceğim.

Önerilen makaleler

Bir cevap yazın