Yetişkin kimlik, çocukluk döneminde kazanılır.

Çocuğun içsel dinamikleri bilindiğinde, onunla iletişim kolaylaşır. Bunun için süreye değil, doğru yaklaşıma gerek vardır.
Çocuklukta yaşananlar hatırlanmaz ama hiç unutulmaz. Oysa yetişkin dönemde yaşananlar hatırlanır ama hep unutulur. Örneğin, kişi anadilini nerede, ne zaman ve kimden öğrendiğini hatırlamaz ama anadilini hiç unutmaz. Oysa bir yabancı dili, nerede, hangi sözlükten, kimden ve nasıl öğrendiğini hatırlar ama o dili konuşsa, o dilde yazışsa dahi hep sözlüğe bakmak ihtiyacını hisseder. Buradan, beynin çocuklukta şekillendiği, yetişkin dönemde, kazanılmış bu şeklin üzerine yeni kayıtların yapıldığı anlaşılır.
Belki de, annelerin çocuk yetiştirirken gösterdikleri hassasiyetin altında bu gerçeğin içgüdüsel olarak farkında olduklarının payı vardır. Anne, yetiştirmekte olduğu çocuğunun üzerindeki kalıcı etkisinin farkında olduğu içindir ki, özellikle hata yapmamak adına duyduğu sorumluluk duygusu onun davranışına yansır.

“Anne İş’te”
Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin

Önerilen makaleler

Bir cevap yazın