Neden çocuklarımızı yetişkin görmekte bu kadar acele ediyoruz?

Çocuklar neden sevilir? Müthiş saflıkları ve tertemiz art niyetsiz düşüncelerinden dolayı değil mi? Onlar dünyanın dejenere ortamlarına ait değildirler henüz. Elbette başka büyük bir sebebi de anne ve babanın ve onların anne babalarının genetik devamlılıklarını sağladığı için çocuklar çok değerlidir ama buna değinmiyorum şu anda.

Yabancı toplumlardaki çocuk yetiştiren aileleri yakından gözlemlemediğim için birşey diyemiyorum. Ama bizim toplumumuzda çok belirgin yerleşmiş bir kültür var. Bebek veya çocuk birşeyleri erkenden başardığında bu müthiş güzel bir şey, gurur sebebi oluyor!!
“Benim oğlum on buçuk aylıkken yürüdü!”
“Benim kızım on bir aylıkken çişini söyledi!”
“Daha bir buçuk yaşındayken cümleler kuruyordu.”
“Süper bir çocuk, daha 5 yaşında koskoca insanlar kadar düzgün konuşuyor!”

Hem çocukların saflığını seviyoruz hem de onların bir an önce yetişkin gibi davranmalarını istiyoruz!! Herşeyleri erkenden yapmaları çok hoşumuza gidiyor! Emek harcamak zor mu geliyor, neden çocuklarımıza yetişkin olmayı öğretmek gibi bir misyonu sahiplenmişiz biz? NEDEN? Bir an önce herşeyi öğrenip yetişkin olup üzerimizdeki yükü alsınlar mı??
Neden bu acele? Kızımızı oğlumuzu bir yetişkin haline getirmek için çok mu acele ediyoruz? Veya ağaç yaşken eğilir mantığıyla, çocukluk döneminde yetişkin gibi davranmasını öğretmek doğru bir eğitim şekli mi?
Onunla bir yetişkinle konuştuğumuz şekilde konuşursak ne demek istediğimizi anladığını mı zannediyoruz? Ona yaptığı hareketlerin olası tehlikeli sonuçlarını bir yetişkine anlatır gibi anlatırsak anlayacağını mı düşünüyoruz? Peki anlıyorlar mı? Anlamasalar bile yöntem değiştirdiğimizi sanmıyorum. Yine aynı şeyi yapıyoruz çünkü başka nasıl iletişim kurulur bilmiyoruz.
Onların kendi dönemlerine özgü mantıklarıyla yaşayıp, etrafa oraya buraya zarar vermeleri, hırçın davranışları, inatlaşmalarının altında vermek istedikleri mesaj nedir acaba?

Genelleme hastalığı hepimizin kolayca yakalandığı tehlikeli bir hastalık bence. Çocukta ufacık bencilce bir hareket gördüğümüzde onun yanlış olduğunu söylemezsek, ona bunu öğretmezsek sanki ömrü boyunca bencil biri olarak kalacakmış gibi düşünüyoruz. Kardeşiyle birşeyi paylaşmıyor mu? Bundan daha kötü bir şey olamaz! hemen düzeltilmesi gereken bir davranış! ona yardımseverliği mutlaka öğretmek lazım!!  Öğretmezsek böyle devam eder! Çocuk bu.. nasıl anlasın neyin doğru neyin yanlış olduğunu.. onu mutlaka eğitmek gerekir!


İşte bu iyi niyetli ama yanlış empozelerimiz (çok düzgün söylense bile!) çocuklarımızı doğal dürtülerini doya doya yaşayamadan onları bastırmalarına ve doyumsuz ihtiyaçların geleceğe taşınmasına yol açıyor.. yetişkinlikteki, öz güven eksiklikleri, sadakatsizlikler, yalan söyleme kısacası kişilik bozuklukları olarak karşımıza çıkıyor..

Çocuğun içindeki, doğasındaki, özündeki o iyilik çocukluk döneminin kendine has ihtiyaçları doyurulduktan sonra kendiliğinden ve ışıl ışıl  ve olanca parıltısıyla ortaya çıkacaktır, yeter ki biz vaktinden önce onlara birşey öğretmeye çalışmayalım. Çocuk çocukluğunu yaşasın..

(Bu yazım herhalde blogta yazmaya başladığımdan beri yazdığım en önemli yazı. Kendi hatalarımı gördüğümü, kendi yeni düşünce şeklimi yerleştirme çabalarımı yansıtıyor. Daha yazacak çok şeylerim var.)

Önerilen makaleler

Bir cevap yazın