Kaygı kaygı kaygı… can’a kadar ulaşan kaygılarımız :(

Dün Küçük Şeyler anaokulu’nda veli toplantısı yapıldı :)))))))))) ilk toplantımız!
Okan ilk defa Can’ın öğretmeniyle birebir konuştu, Can’ın gelişimiyle ilgili bilgiler aldı. Ben az çok bilen taraftım ama ben de bu toplantıdan bir dolu farkındalıkla ayrıldım diyebilirim.

Can’ın genel durumu süper ve hatta süper ötesi! Faaliyetlere katılımı çok iyi, müzik derslerinde katılım süperin de ötesinde imiş. Şarkı söylerken kendinden geçiyor dediler :)) Daha önceki okulundan getirdiği bazı olumsuzlukları da üzerinden atmış durumda.

Şimdii benim öğrendiklerime gelelim:
Her türlü KAYGI hali, çocuğu olumsuz etkiliyor. Bu iki kere iki dört.
Benim kaygılarım aynen çocuğa geçiyor. Her ne konuda olursa olsun kaygılanırsak o konuya daha da dikkat çekiyoruz demektir. Dikkati kaygılı duruma yoğunlaştırmak ise o durumu bol bol yaşamak demek. Olay budur yani.
Elbette biliyordum, ama ben anne olarak kendi kaygılı hallerimin az olmadığını gördüm tekrar.
Mesela Okan’ın Can’ın sağlık durumuyla ilgili kaygıları anormal bir seviyede. Bu konuyu orada kendisi açtı. Psikolog Emel hanım bunun ileride iki tane ciddi sonucu olabileceğini söyledi. 1- Hastalık hastası bir insan olmak 2- İkincil kazanç olarak bu durumu kullanan bir insan haline gelmek. Okan da bu duruma dikkat etmesi gerektiğini bir kez daha duymuş oldu.
Ama orada ayrıca benim fark ettiğim sadece bu konu değil, CANIN GENEL BÜYÜMESİYLE İLGİLİ FARKLI KAYGILARI doldurup duruyoruz zihnimize… Babası da ben de .. farklı kaygılarımız var ama ortak olan şey şu ki, hepsi Can’ın zihnine bir şekilde işleniyor. Ve o bu kaygıları doğru şeylermiş gibi öğrenip, hayatta kendisine öğrenme ve yaşama stratejisi olarak bu temelde programlar yazıyor…

Bu öyle birkaç tane falan değil. Bir dolu kaygılar hayatımızı kaplıyor. Ufak da olsa kaygı kaygıdır.

Önerilen makaleler

Bir cevap yazın